İstanbul’un Küçükarmutlu semtinde işten eve gittiği sırada karakola bomba attığı gerekçesiyle polisin açtığı ateşle öldürülen Yılmaz Öztürk’ün davasına gizlilik kararı getirildi. Öztürk’ü vurduğundan şüphelenilen polisin de ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
20 yaşındaki Öztürk’ün babası Yılmaz Öztürk, “Oğlum simitçide çalışıyordu, ne poliste bir kaydı, ne de ifade vermişliği vardır. Vuran polis tutuklansın” demiş ve oğlunu vuran polis hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Öztürk’ün öldürülmesine ilişkin üç tanığın ifadesi alındı.
Polis tarafından öldürülen gencin vurulduğu anı gören H.K., “Polis ateş etmeden önce dur ihtarında bulunmadı. Peşinden koşsalar yakalayabilirlerdi. Çünkü Yılmaz sakin bir şekilde yürüyordu” dediğini belirterek, Öztürk’ün vurulduktan sonra“Abi ne yaptınız, ben işten geliyordum” dediğini hatırlattı.
Gizlilik kararı ve şüpheli polisin serbest bırakılmasıyla ilgili konuşan baba Öztürk ise, “Gizlilik getirmişler. Vuran adam ortada aslında. Bu adamın bir ön önce yakalanıp tutuklanmasını ve cezasını çekmesini istiyoruz” dedi.
Ailenin avukatı Cemal Yücel de kasten öldürme suçunun olduğunu ve şüpheli polisin derhal tutuklanması gerektiğini savundu.
İfadesi alınan diğer tanık M.U. da bir el silah sesi duyduğunu, silah sesinden önce patlama sesi gelmediğini vurguladı. Kız arkadaşıyla telefonda konuştuğu sırada olayın yaşandığını anlatan M.U., şöyle devam etti:“Silah sesinden sonra aramızda 3-4 metre mesafede bulunan bir şahıs düştü, ‘Ah’ diye bağırdı. Yanına vardığımda üç polis geldi. Polisler önce yerde yüzü koyun yatan kişinin numara yaptığını düşündüler ve dürterek ‘Kalk lan, bayılma numarası yapma’ dediler. Genç zorlukla ve kısık sesle ‘Abi ne yaptınız, ben işten geliyordum’ dedi. Polisler inanmayarak şahsın tişörtünü kaldırdıklarında mermi deliği olduğunu gördüler ve ‘Aha biz bunu vurmuşuz’ dediler. Ben polise ‘Abi adam işten geliyormuş, niye vurdunuz’ dedim. Bana‘Sen ne biliyorsun ki, karakolu bombaladılar. Onu vurmasam, o bizi vuracaktı’ dedi. Ben de ‘Bu şahıs işten geliyormuş. Üzerinde hiçbir şey yok. Sizi nasıl vuracaktı, niye vurdunuz?’ dedim.”
Tanık M.U. ayrıca Öztürk’ün vurulduğu noktayla karakol arasında 700-800 metre ve dört beş sokak bulunduğunu, olaydan yarım saat sonra gelen ambulansın beklerken polislerin, vurulan çocuğun ayağının altına tuğla koyarak beklediklerini de anlattı.
DİKEN