Muhalefete yakın Damascus Bureau tarafından yayımlanan bir haber, Suriye'deki şeriatçı çetelerin "yargı" kurumlarının da Türkiye'de yönetildiğini açığa çıkarttı.
Mustafa el-Celal tarafından yapılan haberde, uzun süredir "muhaliflerin" elinde bulunan Kefranbel'deki "şeriat mahkemesi"ne başvuran 82 yaşındaki bir kadının hikayesi anlatılıyor.
İddiaya göre Umm Muhammed isimli kadın, 40 yıl önce Şam'daki bir mahkeme tarafından alınan ve kendi arazisini yargıya rüşvet veren bir başkasına veren kararı değiştirmek için şeriat mahkemesine başvurdu.
İşin Türkiye'yi ilgilendiren kısmı da bundan sonra başlıyor. Uzun süredir "muhaliflerin" kontrolünde bulunan İdlib-Kefranbel'deki "şeriat mahkemesi", 2012 yılında kuruldu.
Din adamları ve hakimlerden oluşan bu mahkeme, 2014 yılının yaz aylarında, "Özgürleştirilmiş Bölgelerin Yönetimi İçin İslami Örgüt" isimli bir çatı kuruluşuna katıldı.
Mahkemede 65 kişi çalışıyor. İddiaya göre mahkemenin başı, 6 ayda bir seçimle belirleniyor.
Mahkeme geçen yaz çatı örgütüne katıldıktan sonra, bu örgüt mahkeme üyelerini eğitim almaları için "Suriye Yüksek Yargı Enstitüsü" tarafından yönetilen bir yere gönderildi.
Bu eğitim kampı, Türkiye'nin Şanlıurfa kentinde yer alıyordu. Kamp, 2013 yılında Suriye'nin resmi kurumlarında görev yaparken saf değiştiren iki kişi tarafından, "Suriye Ulema Birliği" isimli örgütle birlikte kuruldu.
2 ayda bir 50 kişilik grupların Urfa'ya gittiğini söyleyen şeriat mahkemesi reisi Ayman el-Bayyuş, eğitimlerde şeriat hükümlerini temel alan "Birleşik Arap Kanunu"nu kullandıklarını belirtti.
Şeriat mahkemesi, "insan yapımı kanunları" reddediyor. Bayyuş'un bildirdiğine göre, şeriat mahkemeleri arasındaki şebeke, El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi'nin kontrolünde.
soL