I-GİRİŞ
Devletin, genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin görülmesinde bakanlıkların merkez ve taşra teşkilatlarındaki esas hizmet birimi olan şube müdürlüklerinin; özgün/stratejik konumlarına karşın hak ettikleri mali ve sosyal haklarını alamadıkları konusu İçişleri Bakanlığındaki güncel durumdan hareketle açıklanmaktadır. Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyumun sağlanabilmesi için öncelik ve ivedilikle merkezi yönetimdeki şube müdürlerinin mali durumlarında iyileştirme yapılması, mevcut ücret adaletsizliklerinin giderilmesi gerektiğine vurgu yapılmaktadır.
II- ŞUBE MÜDÜRLERİNİN KONUMU
1-Şube Müdürlüklerinin Kuruluşu
Bilindiği üzere merkezi idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür. Bakanlıkların kuruluş ve teşkilatlanmalarında da bu bütünlüğün bozulmaması; etkili/verimli bir idare için iş bölümü, kontrol ve koordinasyonun sağlanması gerekmektedir. Bu ilkelerden hareketle; kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkili, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi amacı ile bakanlıkların kuruluşu, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esas ve usul ve esaslar hakkında 27.09.1984 gün ve 3046 sayı ile özel bir çerçeve yasa çıkarılmıştır.
Bu yasal düzenlemede bakanlıkların merkez ve taşra teşkilatlarındaki hiyerarşik kademe ve birim unvanları (özetle) aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.
a)Bakanlık merkez teşkilatında: Müsteşarlık/genel müdürlük/daire başkanlığı/şube müdürlüğü/şeflik.
b) İllerde: Vali/ il müdürlüğü/şube müdürlüğü/şeflik/memurluk.
c) İlçelerde: Kaymakam/ilçe müdürü/şube müdürü/şeflik/memurluk.
Bakanlıklardaki bu tarz yapılanma modeli, günümüze kadar konumunu büyük ölçüde korumuştur. Milli Eğitim Bakanlığı ve bazı bakanlıklarda 2011-2015 yılları arasında denenmiş farklı (daire başkanlıkları yerine grup başkanlığı ihdası vb.) örgütlenme modelleri uzun vadeli olmamıştır.
Şube müdürlükleri, hizmetin özelliğine göre ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmaktadır. Bakanlıkların taşra teşkilatında il müdürlüğü bünyesinde ayrıca şube müdürlükleri de oluşturulabilmektedir. İlçe müdürlüklerinde şube müdürlüğü kurulması ise ancak ihtiyaç halinde olabilmektedir.
Bakanlık merkez teşkilatında esas hizmet birimi şube müdürlüğüdür. (3046/16 md.)
Bakanlıkların taşra teşkilatlarında esas hizmet birimleri ise il/ilçe müdürlükleridir. Ancak il/ilçe müdürlükleri tarafından verilmekte ve gün geçtikçe artan kamu hizmetlerinin süratli, etkin,
verimli ve ekonomik verilebilmesi için çok sayıda, il/ilçe müdürü statüsünde olmayan, şube müdürlükleri kurulması zorunluğu doğmuştur. ( Taşrada aynı bakanlığa bağlı birim müdürleri arasında dahi statü, mali haklar vb. yönünden büyük farklılar oluşmuştur.)
Ayrıca kamu hizmetlerindeki uzmanlaşma sonucu il/ilçe müdürlüğü bünyesinde de yeni şube müdürlükleri kurulmuştur.
Yukarıda da belirtildiği üzere, bakanlıkların taşra teşkilatlanmalarında şube müdürlükleri özel ve özgün bir yere sahiptir. Bakanlıkların merkez teşkilatlarında olduğu gibi şube müdürlükleri; taşrada da, büyük ölçüde, esas hizmet birimi olma özelliğini kazanmıştır. Bu yüzden şube müdürlükleri, idarenin yeniden yapılanmasına yönelik çok sayıdaki çalışmalara karşın konumlarını korumakta, hatta örgütlenme modeli itibarıyla kurul halinde çalışan birimlerde dahi, görülen ihtiyaç üzerine yeni şube müdürlükleri ihdası yoluna gidilmektedir.
( Örneğin son olarak; 03.05.2016 gün ve 6713 sayılı “Kolluk Gözetim Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun” ile, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde (3) adet şube müdürlüğü kurulmuştur.)
2- Şube Müdürlerinin Özelliği
Kamu görevlilerinin belli görevlere açıktan veya yükselerek atanmaları sırasında kıdem veya liyakat/ kariyer sahibi olmak gibi koşulların aranılması gerekmektedir. Görev ve yetkilerinin özelliği (stratejik konumları) gereği şube müdürlerinin atanmalarında özel bir yöntem izlenmektedir. Şube müdürlüklerine atanabilmek için kamu personelinin atanma ve değerlendirmelerinde geçerli/aranılan belli başlı ilkelerden olan liyakat veya kıdem ilkeleri tek başlarına yeterli olmamakta ve her iki koşulda birlikte aranılmaktadır. Bu yüzden şube müdürü olabilmek için belirli konularda eğitim veren fakülte/yüksekokul mezunu olma koşulunun yanı sıra; ilgili bakanlıkta bir bölümü şeflik/uzmanlık vb. unvanlı kadrolarda da çalışmış olmak kaydıyla (ortalama olarak) asgari on yıl hizmet süresi (kıdemi) bulunması, yapılacak yazılı ve sözlü sınavlarının da kazanılması (liyakat) gerekmektedir.
Görüldüğü üzere şube müdürlüğü kadrolarına atanmak kolay değildir. Bazı kariyer görevlerde (müfettişlik/uzmanlık/öğretmenlik vb.) olduğu gibi şube müdürlüğü kadro unvanı doğrudan ( ilk atamada) kazanılamamaktadır. Bu unvanın kazanılabilmesi için birden çok koşulun birlikte yerine getirilmesi gerekmektedir.
3- Şube Müdürlüğü Kadro Sayıları
Bakanlıklar merkez ve taşra teşkilatında bağlı kuruluşlardaki mevcut, toplam şube müdürü kadro sayısı, (maalesef) Devlet Personel Başkanlığından öğrenilememiştir.1 Ancak bakanlıkların merkez/taşra teşkilatlarındaki şube müdürlüğü unvanlı kadro sayılarının fazla olmadığı bilinmektedir. Zira şube müdürlüğünün kurulabilmesi için bakanlar kurulu kararı alınması gerekmektedir. İçişleri Bakanlığının merkez teşkilatında (bağlısı kuruluşlar hariç) 2005 yılı sonu itibarıyla tarafımdan yapılmış bir tespitte sadece ( 91) adet şube müdürlüğü kurulu olduğu görülmüştür.
Diğer yandan merkezi idarenin taşra yapılanmasındaki temel yapıyı/omurgayı oluşturmasına karşın, en son düzenlemelere göre, İçişleri Bakanlığının taşra teşkilatındaki şube
müdürü sayıları; büyükşehir belediyesi olan illerde bile en fazla (14), ilçelerde ise (2) rakamı ile sınırlandırılmıştır. En üst limitler üzerinden tarafımdan yapılmış bir hesaplamaya göre İçişleri Bakanlığındaki şube müdür kadro sayısı 3.117 rakamını geçmemektedir. Şube müdürü kadro sayılarının, İçişleri Bakanlığındaki toplam memur kadro sayısı olan 39.6012 rakamının ancak % 7,8’ ini oluşturduğu görülmektedir.
Verilen bu en ağır/uç örnekten de anlaşılacağı üzere bakanlıklardaki şube müdürü kadro sayıları fazla değildir. Dolaysıyla bunlara verilecek/verilmesi gereken mali hakların merkezi yönetim bütçesine yük/mali külfet getirmesi olanaklı değildir.
III- ŞUBE MÜDÜRLERİNİN MALİ HAKLARI
Merkezi idarede kamu hizmeti veren esas birim olmasına ve stratejik önemine karşın, bazı imtiyazlı/ istisnai müdürlükler dışında kalan şube müdürlerinin, mali haklar yönünden şef/memurlardan fazla bir farkı bulunmamaktadır.
Şube müdürlerinin mevcut/güncel mali hakları, aylıklarını etkileyen önemli unsurlar açısından ayrı ayrı aşağıda ele alınmıştır.
A) Ek gösterge Rakamları İtibarıyla
Kamu personeli için hizmet sınıfları, unvan ve aylık derecelerine göre belirlenmesi gereken ek gösterge rakamları; 657 sayılı DMK ekli olan I ve II sayılı cetvellerinde yer almaktadır. Ek gösterge rakamının tek başına aylıkları etkileme gücü yoktur. Zira ek göstergenin, aylık katsayısı ile çarpımının sonucu fazla bir yekûn oluşturmamaktadır. Ancak özel olarak tespit edilmiş istisnalar dışında, kamu personelinin kazandığı ek gösterge rakamları; personelin makam tazminatı alıp/alamayacağını, alacaksa tazminat göstergelerini doğrudan etkilemektedir.
Diğer yandan ek gösterge rakamları; en yüksek Devlet memuru aylığı brüt tutarı üzerinden yapılacak emeklilik keseneğini, dolaysıyla emeklilik aylığını da önemli oranda etkilemektedir.
657 sayılı DMK ek II Sayılı Cetvelde; bakanlıklardaki az sayıdaki bazı şube müdürlerine, il müdürlerine ve kadro unvanlarına göre il müdürüne bağlı olmayan bazı şube müdürlerine/ilçe şube müdürlerine ( milli emlak müdürü, saymanlık müdürü, il/ilçe müftüsü, hastane müdürü, nüfus ve vatandaşlık müdürü, mal müdürü vb.) yönelik (3000-3600 rakamları arasında) değişen ek göstergeler belirlenmiştir.
Bakanlıkların merkez veya taşra teşkilatlarında görevli diğer şube müdürleri/ilçe şube müdürleri için genelgeçer ek gösterge rakamları ise belirlenmemiştir. Bu yüzden 657 sayılı DMK ekli II sayılı Cetvelde unvanları bulunmayan şube müdürleri/ilçe müdürleri, unvansız “düz” memurlarla birlikte, 2200 üzerinden ek gösterge almaktadır.
Bu durumun eşit işe eşit ücret ilkesine ve hiyerarşiye de aykırı olduğu, cetvellerin düzenlenmesi sırasında nesnellikten uzaklaşıldığı, bu durumun da şube müdürleri arasındaki çalışma barışını ve performanslarını da olumsuz etkileyeceği açıktır.
(İlçe idare kurulu kararlarında kaymakamdan sonra ikinci sırada imzası olan, yakın zamanlara kadar yokluklarında kaymakamlara yıllarca vekâlet eden, kaymakamlıklara işi
düşenlerin mutlaka uğradıkları, yol göstericiliğinden/yardımlarından azmi oranda yararlandıkları, ilçede kuruluşu olmayanları bakanlıkları ve diğer kurum ve kuruluşları da temsil eden/görevlerini yürüten, mülki idarede özel bir yeri olan ve kaymakamlık hizmetlerinin mesai saatlerine bağlı olmaksızın kesintisiz sürdürülmesinde önemli pay sahibi kaymakamlık yazı işleri müdürlerine dahi 2200 ek gösterge veriliyor olması bu durumlara örnektir.)
Sayıları yüzbinlerle ölçülen bazı meslek mensuplarına (örneğin 893.283 öğretmen ve 239.180 polis memuru, 3, 4 ,5 ) 3000 ek gösterge verilir iken sayıları binlerle ifade edilen şube müdürlerine 2200 ek gösterge veriliyor olması, açıkça haksız ve adaletsiz bir durumdur. Savunulacak hiçbir yanı olmadığı değerlendirilmektedir.
B) Özel Hizmet Tazminatları Yönünden
Bakanlık il müdürlerinin bir bölümü veya il müdürü olmayan bazı müdürler 375 sayılı KHK eki II Sayılı Cetvel kapsamına alınmış olup, diğer müdürlerden farklı oldukça avantajlı bir ücret rejimine kavuşturulmuştur. (Bu yüzden II Sayılı Cetvel kapsamında bulunanlara ayrıca ÖHT ödenmemektedir.)
Bazı il müdürleri/ il müdürü olmayan şube müdürleri ile diğer şube müdürleri içinde eski ücret rejiminin uygulanmasına devam edilmektedir. (Bu bağlamda şube müdürlerine toplam yüzde 315 oranında ÖHT ödenmektedir.)
Kamu personeline görevinin önem, sorumluluk ve niteliğine göre ödenmesi gereken ÖHT konusu; 657 sayılı DMK 152 ve 375 sayılı KHK Ek I. Sayılı Cetvel’ de düzenlenmiştir. Ayrıntılılar, 17.04.2006 gün ve 2006/10344 sayılı BKK yer almaktadır. En yüksek devlet memuru aylık ve ek göstergeleri rakamları üzerinden ödenen ÖHT’ den sadece Damga Vergisi kesintisi yapılmaktadır.
Aynı konumda olmalarına karşın değişik ücret rejimine tabi olmaları, konuya ilişkin cetvellerde unvanlarına yer verilmiş olup/olmama, cetveldeki sıra durumlarına göre, il/şube müdürlerinin kendi aralarındaki aylıklarda dahi büyük farklılıklar bulunmaktadır.
(Örneğin, üç büyük ilde görev yapmakta olan ASPB/Sağlık/Sanayi vb. bakanlıkların il müdürü; göç idaresi il müdürü, il müftüsü, il emniyet müdürü 5,936 TL aylık alır iken; aynı şehirlerde görev yapan, il nüfus ve vatandaşlık müdürü, il yazı işleri müdürü, il idare kurulu müdürü, il mahalli idareler müdürü, dernekler il müdürü, planlama ve koordinasyon müdürü vb. şube müdürleri ancak (en fazla) 3,799.92 TL aylık alabilmektedir. Emsal alınmış iki aylık arasında 2.136 TL ye (% 56 oranında) fark bulunmaktadır. Bu konuda il nüfus vatandaşlık müdürleri hakkında verilmiş Anayasa Mahkemesi iptal kararının gereği de (esastan) yerine getirilmemiştir.6
Bu tarz bir ücret rejiminin 3046 sayılı Kanunda belirtilmiş hiyerarşik yapıya uymadığı; illerde benzer görevleri yürütenler (eşit işi yapanlar) arasındaki çalışma barışını/iş verimini olumsuz etkileyeceği bellidir.
IV-SONUÇ
Genel idarenin bütünlüğünün bozulmaması; kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkili, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi için bakanlıkların esas hizmet birimleri olan şube müdürlerine; hak ettikleri (ek gösterge rakamlarının yükseltilmesi başta olmak üzere) mali ve sosyal haklarının, daha fazla gecikmeye yol açmadan verilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda il/şube müdürleri arasındaki çalışma barışını/iş verimini/hiyerarşiyi olumsuz etkileyen mevcut ücret adaletsizlikleri kaldırılmalı, eşit işe eşit ücret verilmesi sağlanılmalıdır.
Mahmut Esen
telgrafhane.org
1Bilgi Edinme Kanunu bağlamında konu Devlet Personel Başkanlığından sorulmuş; 20.05.2016 günlü e posta ile alınmış cevabi yazıda:“…talebiniz ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge içerdiğinden olumlu cevap verilemediği..” belirtilmiştir. Böylece DPB’nın asli görev alanına giren/kuruluş amaçları arasında olan bu konularda henüz bir çalışmasının olmadığı anlaşılmaktadır.
2 Maliye Bakanlığı 2016 Yılı Bütçe Gerekçesi, s.208. (http://www.bumko.gov.tr/TR,908/kadro-istatistikleri.html)
3 (Milli Eğitim Bakanlığı 2015 Yılı Faaliyet Raporu, s. 29 http://sgb.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2016_02/29061209_2015darefaalyetraporu.pdf
4 EGM 2015 Yılı Faaliyet Raporu, s.15 https://www.egm.gov.tr/SiteAssets/Sayfalar/StratejiGelistirmeFaaliyetleri/EGM%20FAALIYET%20RAPORU%202015.pdf
5 24.05.2016 günlü Milliyet gazetesi (Ankara ekinde) yer alan bir habere göre: Polis memurlarına (Jandarma Teşkilatında olduğu gibi) 3.600 üzerinden ek gösterge verilmesi talebiyle İdare Mahkemesinde açılmış iptal davasının Anayasa aykırılık iddiasıyla itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine gelmesi üzerine, polis derneklerince Mahkeme önünde ortak açıklama yapılmış, imzaladıkları dilekçe Anayasa Mahkemesine sunulmuştur.
6Anayasa Mahkemesinin 26.12.2013 gün ve E:2013/163, K:2013/163 sayılı iptal kararı.