Musul Konsolosluğu’nda eşi ve 11 aylık oğluyla rehin alınan Nermin Yıldız’ın ağabeyi Muammer Taşdelen “İhmali olan yargılansın” dedi
Suriye’den sonra Irak’ta da katliam yapan dinci terör örgütü IŞİD, Musul’daki Türk Başkonsolosluğu’nu bastı. 11 Haziran’da konsoloslukta görevli 49 kişiyi de rehin aldı. O gün bugündür rehinelerden bir ses seda yok. Kaderine terk edilen 49 masumun ailesinin sabır taşı çatladı. Yakınları için bir şey yapılmadığını söyleyen aileler, isyan etti. Muammer Taşdelen de onlardan biri… Kız kardeşi Nermin Taşdelen Yıldız, damadı Hakan Yıldız ve 11 aylık yeğeni Kuzey Deniz Yıldız, IŞİD’in elinde… 11 Haziran’dan sonra hayatlarının karardığını ifade eden Taşdelen, 37 günü şöyle anlattı:
‘10 gün önce gittiler’
“Kardeşim ve ailesi 1 Haziran tarihinde göreve başladı. 8 Haziran günü kardeşim ailemi aramış ‘Başkonsolos’un Ankara’ya konsolosluk personelinin tahliyesi için yazı yazdığını, cevap beklediklerini’ söylemiş. 9 Haziran’da görüştüğümde kendilerinin iyi olduğunu söyledi. Saldırılardan etkilendikleri için geceyi sığınıkta geçirmişler. Haber gelirse yurda döneceklerini söylüyor, kendilerini karşılamamızı istiyordu. Kendisiyle en son ablası görüşmüş. 11 Haziran’da saat 11.20 sularındaki görüşme yarım kalmış, alıp götürmüşler.
27 Haziran günü Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru rehine yakınlarını Ankara’ya çağırdı. Toplantı öncesi tüm telefonlar toplandı. Görüntü ve ses kaydı yapmak yasak. Herkes umutlu bir haber bekliyor. ‘Neden tahliye edilmediler’ sorusu yöneltiliyor. O, hâlâ olayın hızlı geliştiği noktasında ısrarcı.
Toplantıyı terk ettim’
Alman Siemens firmasının personelini tahliye etmesini soruyorum. ‘Güçlü devlet’ söylemleri, IŞİD’e yapılan destekleri, Türkiye’de tedavi ettirilen militanları… Cevap yok. ‘Her şeyi takip ediyoruz’ demekle yetiniyor. Hatta ‘Geçenlerde bebek rahatsızlanmıştı, doktor gönderdik.’ diyor. ‘Hangi bebek? İçeride iki tane bebek var. 7 aylık Ela bebek ve 11 aylık Kuzey Deniz’ diye sorduğumuz da ise ‘Bilmiyorum. Öğreniriz’ diyor. Hâlâ öğrenip, haber verecekler. İnsanlar ağlamaklı, herkes hikayesini anlatıyor. Seslerini duymak istediğimizi söylüyoruz. İkna edici olmadıklarını söylüyoruz. ‘Tamam’ deyip kestirip atıyor. Ben ve birkaç aile toplantıyı terk ediyoruz.
Hepsi istifa etmeli’
Bugün (dün) 18 Temmuz. 37 gün olmuş. Devlet temsilciliklerin güvenliğini sağlamaktan mesuldür. Bu durum Türkiye’nin ayıbıdır. Beş dakikada teslim edip, 37 gündür rehinelerden hiçbirini kurtaramadık. Basiretsizlik, dirayetsizlik, sorumsuzluk. Türkiye’ye bu ayıbı yaşatanların hukuki bir sorumluluğunun olması gerekir. Bu olayda sorumluluk, Başbakanlık’ta, Dışişleri Bakanlığı’nda ve MİT’tedir. Kişi ve kurumlar yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için hukuka hesap vermelidir. Görevinden istifa etmeli, haklarında soruşturma açılmalı, kusurları bulunanlar yargılanmalıdır.”
CHP’li Oran, rehine krizini Meclis’e taşıdı
CHP Milletvekili Umut Oran, Muammer Taşdelen ile Meclis’te toplantı yaptı. Başbakanın rehineleri unuttuğunu söyleyen Oran, “Erdoğan artık bu vatandaşlarımızın çığlığını duymak zorunda. Türkiye’nin gerçek gündemi bu krizdir. Bir an önce rehinelerimizin kurtarılabilmesi için Başbakanlık Teftiş Kurulu’na ve Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’na başvurdum. Anayasa Mahkemesine başvuracağım” dedi.
Sözcü