12.04.2015, Pazar







Türk Siyasetine Damga Vuran 10 Sürreal Fotoğraf
Türk Siyasetine Damga Vuran 10 Sürreal Fotoğraf
7 Ağustos 2014 10:31
Font1 Font2 Font3 Font4

Her ne kadar insanın içini bunaltacak kadar karanlık, sıkıcı, öfke dolu ve gergin olsa da Türk siyaseti bile bazen insanın yüzünü güldürmüş, gözlerini parlatmış, kahkahalar attırmıştır. Rembrandt'ın "Gece Bekçileri"nin replikası pozlar, gerçeküstücülüğün sınırlarında dolaşan bakışlar, herhangi bir anlam vermenin zor olduğu sahneler de siyasetin yüz kaslarımız üzerinde yaptığı istemsiz etkinin birer delili olarak hatıralarda yerini alır. Sizin için "acaba bu fotoğraf nasıl çekilmiş" diye sorduracak, "o an ne düşünüyorlardı" diye dertlenecek, bir kere gördükten sonra unutmanızın mümkün olmadığı 10 fotoğrafı seçtik.

10. Deniz Baykal'ın Lokma Tatlısı ile mücadelesi

Kaburga dolmasını bile tumturaklı bir rejim tartışmasının göbeğine oturtabilecek edebi yeteneğe sahip olan Deniz Baykal'ın hafızalardan çıkmayan bu fotoğrafı, yaptığı bir il gezisinde lokma tatlısı ile amansız mücadelesini yansıtıyor. Arkadaki beyefendinin şefkat ve sevgi dolu bakışları arasında lokma tatlısına ani bir müdahalede bulunmaya hazırlanan Baykal, Uğur Dündar'ı bile tatmin edecek hijyen standartlarını bir yaşam biçimi haline getirmiş tatlıcının yanında bu ölümsüz fotoğrafı hafızamıza ekliyor.


9. Turgut Özal'ın İki Telefon Paradoksu

Özal'ın nevi şahsına münhasır bir lider olduğu konusunda hiçbir beis yok. Giyiminden sözlerine, gülümsemesinden kalemine, bilgisayarlara olan düşkünlüğünden şortla askeri birlik denetlemesine kadar her konuda bir çığır açıp 80'lere damgasını vuran Turgut Özal'ı en iyi anlatabilecek fotoğraflardan biri de, solgun kazağı ile vermiş olduğu bu poz. Kalın çerçeve gözlük, iki telefon ve telefonun diğer ucunda Başbakan'ın acaba o an kiminle konuştuğunu her daim merak edecek şu an adını bilmediğimiz insanlar. Bazen bir Başbakanla konuşmak, sadece bir Başbakanla konuşmaktan da fazlası oluyor.


8. Demirel ve Ecevit'in Japon Kültürü

Türk siyasi tarihinin en ciddi rekabetlerinden biri 1970'lerde Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit arasında yaşandı. Bir koalisyondan diğerine, bir seçim zaferinden ötekine birbirleriyle amansız bir yarışın içerisine giren bu iki isim kazandıkları zaferler, Türkiye ve dünyaya yönelik hayalleriyle de 2000'li yıllara kadar uzanacak büyük bir geleneğin temellerini attılar. Bu fotoğraf elbette bir Aikido müsabakasının öncesinde çekilmedi. Ancak birbirlerine gösterdikleri içsel saygının somut bir nişanesi olarak hafızalara kazındı. Bu saygının neden Japon kültürel değerlerine uygun olarak arz edildiği ise hala çözülmeyi bekleyen bir muamma.


7. Melih Gökçek ve Egemen Bağış'tan AB Halayı

Halay bir oyun değil bir harekettir. Bizler toplumun tüm bireylerinin eşitlendiği, herkesin birlik içerisinde olduğu, üst ile astı, yukarıyla aşağıyı birleştiren bu büyük ifade içerisinde bir araya gelir, düğünlerde, pikniklerde hatta siyasi mitinglerde halayın karşı konulamaz çekim kuvveti içerisinde kendimizi yeniden buluruz. Binlerce yıl süren deneyimimiz içerisinde ise AB Halayını keşfetmek Sayın Melih Gökçek ile Egemen Bağış'a nasip oldu. Avrupa Birliği'ne tam üye oluşumuzu simgeleyen bu çoşkulu halay -her ne kadar AB'ye hala girememiş olsak da- Türkiye'nin güzel yüzünü cemil cümle aleme gösterdi.


6. Kemençe Koalisyonu

1990'ların ikinci yarısına damga vuran olay şüphesiz laiklik konusunda ödünsüz olduğunu her fırsatta söyleyen Tansu Çiller ile Refah Partisi'nin lideri Necmettin Erbakan arasında kurulan koalisyondu. Türkiye'yi 28 Şubat sürecine götürecek ve etkilerini bir ömür hissedeceğimiz bu önemli olayın ise sembol fotoğraflarından biri ikilinin kemençe çaldığı o andı. Neden kemençe çaldıkları, hangi sebeple bir araya gelerek bir de kemençeli fotoğraf vermeyi düşündükleri bugün tarihin unutulmuş sayfalarında bulunsa da, 2000'li yılların sesi o dönem bu odada duyuluyor, kemençe nameleri arasında Türkiye tarihi seyrine devam ediyordu. Tarihin kemençeye neden bu kadar önemli bir sembol olmayı bahşettiği ise hepimizin içini sıkacak bir ayrıntı olarak aklımızda duruyor.


5. İstiap Haddinin Ötesinde

Yıl 1992. Ara seçimler arifesinde, Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan İstanbul'da seçim kampanyası çalışması yapıyor. Küçücük kamyonetin arkasında aralarında Tuzla Belediye Başkan Adayı İdris Güllüce, Samandıra Belediye Başkan Adayı Mehmet Sekmen ve İstanbul İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olduğu 12 kişi var. Bazen bir kamyonet de bir memleket gibi taşıyabileceğinden fazla yük taşıyabiliyor.


4. Ankara'nın Mickey Mouse'u

Konu "renkli kişilik" olunca Melih Gökçek ile yarışabilecek insan sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor. Kucağına aldığı Mickey Mouse ve kız arkadaşı Minnie ile böyle bir poz vermek her babayiğide nasip olmaz. İnsanın yüzü gülüyor ister istemez.


3. Koltukaltından Çıkan Kafa

Yıl 2009, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu sefer Niğde Mitingini yapıyor. 1 saatlik uzun konuşmasından sonra tam adaylarla halkı selamlayacakken Çiftlik İlçesine bağlı Bozköy Belde Başkan Adayı Kemal Beşer araya giriyor, kafasını uzatıveriyor. Bu kareyle ölümsüzleşen o andan sonra Beşer olayı şöyle anlatacaktı:

"O an başkan adaylarını platforma çağırdılar. Ben de yer bulamadım, boyum da kısa olduğu için geriden göremedim. Zaten Başbakanımın yanındaydım ve aradan kafayı uzattım. Hatta Başbakanım 'Burada ne yapıyorsun diğer tarafa geç' dedi. Karanfil dağıtılırken de herkes inmişti ve sadece ben kalmıştım, Başbakanıma daha yakın olmak ve bu yakınlığımı hissettirmek için karanfili ben verdim ve kendileri de vatandaşa attı. "


2. CHP'nin "Gece Bekçileri"

Rembrandt'ın Gece Bekçisi isimli eserinin temel özelliklerinden biri de, resimde aynı yöne bakan iki insanın bulunmamasıdır. 2010 yılında CHP Genel Merkezi'nde çekilen fotoğrafın da şüphesiz böyle derin bir yönü var. Resim karesindeki kimse aynı yöne bakmıyor. Hatta aynı anı bile paylaşmıyor. Üstelik karedeki herkesin kendine ait bir duruşu, bakışı ve yaşadığı bir duygu var. Aynı zamanı paylaşan ancak farklı bir evrende olan 15 kişi. Unutulmayacak bir an.


1. Pehlivanlar ve Çocuk

Sıkışmışlık? Çaresizlik? Üzüntü? Başbakanın kucağından kaçarak, camdan dışarı çıkmaya çalışan o çocuk ne yapıyor? Sanırım asla öğrenemeyeceğiz.




Yukarı Geri Ana Sayfa

x

Telgrafhane'yi Facebook'tan takip edin



Telgrafhane'yi Twitter'dan takip edin

x
Telgrafhane facebook uygulamasına
bağlan
94 Sorgu Yapıldı. 0,504 Saniyede Oluşturuldu.