07.09.2013, Cumartesi





Çarpıtılan Milli İrade Kavramı! / Emre Kongar yazdı..
Çarpıtılan Milli İrade Kavramı! / Emre Kongar yazdı..
5 Eylül 2013 11:52
Font1 Font2 Font3 Font4

Dedesi Prof. Turhan Feyzioğlu, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı iken, 1956-57 öğretim yılının açılış konuşmasında öğrencilere “Nabza göre şerbet vermeyin” dediği için, Demokrat Parti tarafından görevden alınmıştı!
Şimdi torunu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu, 2013-14 adli yılının açılış töreninde, “milli irade” kavramının nasıl çarpıtıldığını açıklayarak, tarihte, dedesinin yanındaki yerini aldı.

***

 

“Dünya ve Türkiye tarihine bakıldığında, milli irade tabiri daha ziyade, seçimle işbaşına gelmiş ancak çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğu benimsemiş ve giderek otoriter eğilimler sergilemeye başlamış siyasi iktidarların tercihi olmuştur.
Çağdaş demokrasiler ise çoğulcudur.
Başka bir anlatımla çağdaş demokrasiler, sadece o an için çoğunlukta olan siyasi görüşleri değil, sayıca azınlıkta olan başka görüşleri de kucaklar.
Bugün eğer mutlaka milli irade tabiri kullanılmak isteniyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin çoğulcu bir demokrasi modeline dayandığı unutulmamalıdır.
Bu durumda milli irade tabiri, çoğunluğun azınlığa tahakküm ettiği, siyasi iktidarın her kurumu ele geçirdiği ve yaşamın her alanını düzenlemeye soyunduğu, insanların yaşam biçimine müdahale ettiği dönemlerdeki içeriğinden elbette ki farklı anlaşılmak zorundadır.
O halde çağdaş bir demokraside ‘milli irade’ tabirini kullanmaya devam etmek isteyenler, bu tabirin içinde siyasi iktidara muhalif düşüncelerin de yer aldığını, hükümetlerin parlamentodaki çoğunluklarına dayanarak her istediklerini yapamayacaklarını ve onlara oy vermeyenlerin de hükümeti olduklarını; insanlığın ortak değerlerini temsil eden hukukun genel ilkelerine, usulüne göre yürürlüğe konulmuş insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere ve anayasaya uygun davranılmasının zorunlu olduğunu unutmamalıdır.
Anayasamızın değişmez maddelerinde ifadesini bulan Cumhuriyetin temel niteliklerinin siyasi iktidarı sınırladığı ve çoğunluğun azınlığa tahakkümünü engellediği de hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır.
Bu sınırlamalarla kastedilen, bazılarının ileri sürdüğünün aksine, azınlığın çoğunluğa tahakkümü asla değildir…

Kastedilen, demokratik uzlaşma kültürüdür, katılımcı demokrasidir, geçici bir çoğunluğun geçici bir azınlık üzerinde mutlak egemenlik kurmasının önlenmesidir…
Nasıl yaşayacağını, hangi okula gideceğini, hangi inanca sahip olacağını, nerede ibadet edeceğini, hangi ahlak kuralını benimseyeceğini kişilere dayatmaya kalkışmamasıdır.”

***

 

Ne acıdır ki Türkiye’deki demokratlar, “çok partili düzene” geçişten yetmiş yıl sonra bile, sağcı iktidarlara hâlâ, demokrasi ve milli irade dersi vermek zorunda kalmaktadır!
Demokrat Parti iktidarı, dede Feyzioğlu’nu, görevden alarak cezalandırmıştı…
AKP iktidarı torun Feyzioğlu’nu, Türkiye Barolar Birliği’nin seçim sistemini değiştirmekle tehdit ediyor!
İşte 60 yılda, sağ kesim partilerinin geldiği “ileri demokrasi” noktası!

 

CUMHURİYET

724tikla 300x250 Image Banner
derimod_banner 300-250 Image Banner

lacoste07 Image Banner 617 x 150

Yukarı Geri Ana Sayfa

x

Telgrafhane'yi Facebook'tan takip edin



Telgrafhane'yi Twitter'dan takip edin