İftiharla sunarız:
(1940'ların Pathe haber filmlerindeki ton ve vurguyla okunacak)
Onlar "bizim" hırsızlarımız.
Hırsızlar kataloğumuzu her geçen gün hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan genişletiyoruz. Mümtaz milletimizin bu alanda gösterdiği eşsiz gayret her türlü taktirin üzerindedir.
Onlar "bizim" hırsızlarımız.
Bu ülkeyi büyük bir mutlulukla tepeden tırnağa yağmalıyorlar, soyuyorlar, gasp ediyorlar. Hem kim karışır, burayı bu amaçla yurt edinmedik mi? Ayrıca, yarın ne olacağının garantisi mi var? Elimize geçmişken, fırsat sona ermeden yeraltıyla, yerüstüyle yiyip bitirelim. Son ağacı kesip, son hayvanı öldürelim. Zaten önümüzdeki yüzyıla kalmadan ya aşırı sıcaklar, ya da yeni bir buz çağı gelecek. Ziyan olmasın varlıklarımız. Yiyip bitirelim. Günümüzü gün edelim. Gerçi bir miktar mağdur yaratıldığı söyleniyor ama aziz milletimiz dış mihraklardan beslenen bu münafıklara asla itibar etmeyecektir. Hiçbir şey yağma özgürlüğümüze mani olamaz. Tarih boyunca hür yaşadık, hür yağmaladık. Gezi direnişçilerimiz bile "çapulcu" nitelemesini benimsedi. Görüldüğü gibi, hiçbir şey halkımızın yüksek yağma şuurunda bir zaafa yol açamıyor. Kendilerine toplumcu diyen bir avuç hain içerisinde bile, gerçeği gören tövbekarlar yağma saflarında yerini alıyor.
İşte kahramanlarımız:
1) Kamu topraklarının yağmacıları: Kent arsalarını, KİT arazilerini, kıyıları, ormanları, meraları, sulak alanları, su toplama havzalarını yağmalayanlar,
2) İmar yağmacıları: kaçak inşaatçılar, onlara rüşvetle ruhsat veren belediyeciler, kaçak inşaatları görmezden gelen yetkililer, ayrıca özel araziler bile yağmalanıyor, sahipleri elleri böğründe kalıyor. Ve kıyıları kapatarak vatandaşların denize erişimini engelliyorlar ki bu dünyanın hiçbir ülkesinde olmaz.
3) Yetkilerini paraya çevirenler: Sınav sorusu hırsızları, ihale ayarlayanlar, yolsuzluk yapan mubayaa memurları (kamu ve özel), gümrük çeteleri, elektrik ve su borçlarını rüşvetle silen tahsildarlar, kaçak elektriğe göz yuman yetkililer , parayla işe adam yerleştirenler, normal işi sürüncemede bırakıp hakkın olanı yapmak için rüşvet alan görevliler, yasak ürünlerin satışına göz yuman zabıta, sahte belde tanzim edenler, siyasi nüfuzunu çıkar için kullananlar,
4) Sağlık yağmacıları: Gereksiz yere pahalı malzeme kullanan tıpçılar, gerekmediği halde verilen ameliyat kararları, tarihi geçmiş ilaçları satanlar, kullanmadıkları malzeme ve ilaçları faturaya ekleyen hastane muhasebecileri,ölecek hastayı yoğun bakımda tutup devletten para alan özel hastaneler, ilaç çeteleri, organ mafyası, hasta simsarları, boş yere yaptırılan tetkikler, tahliller, radyolojik incelemeler, sahte sağlıksız veya sağlıklı raporu veren hekimler, korku yaratıp ilaç ve aşı satan şirketler, olmayan hastalıklar için ilaç satanlar,
5) Kamuya kazık atanlar: Kayıt dışı çalışan işletmeler, naylon faturacılar, anne ya da babası öldüğü halde emekli maaşını almaya devam edenler (artık edemiyorlar ama bir zamanlar çok aldılar şimdi faiziyle geri ödüyorlar ), ölmüş babasından maaş bağlatmak için anlaşmalı olarak kocalarından boşanan kadınlar (ki bunun için müfettişler takipteymiş), hastane ve okul mutfaklarından çalanlar, kamu kuruluşlarının olanaklarını yağmalayanlar, usulsüz işin izinlerini çıkarmak için komisyon alanlar, dandik ÇED raporları,
6) Basit sahtekarlar: Verdiğin 50 lirayı 5 lira verdiniz diye geri veren, adresi bilmiyorsan seni kilometrelerce dolaştıran taksi şoförleri (bir ara taksimetre çok yazsın diye küçük lastik takıyorlardı), parayı alıp fiş kesmeyen otopark çalışanları, bizim sırtımızdan kaçak elektrik kullananlar, belediyeleri yağmalayanlar, kantin rüşvetçileri, perakende tartı ve ölçü hırsızları, akaryakıt ve yakacakta eksik hacimde satış, mahalli yaptırma derneği için dandik makbuzla para toplayanlar,
7) Nitelikli sahtekarlar: Sahte ilaç, gıda, içki ve kozmetik imal edip satanlar, insanları kör ve sakat bırakanlar, merdiven altı üretimi, araklama tez yazan öğretim üyeleri (çok yaygındır), petrol kaçakçılığı, eksik malzeme kullanan müteahhitler, ihalelere fesat karıştıranlar, senet mafyası, senet mafyasından pay alan adalet mensupları, aynı malı fahiş fiyatla araya sokan büyük mağazalar,
8) Kendi üyelerini kazıklayanlar: Kooperatifçiler, para yemenin büyük uzmanı olan sarı sendikacılar, dernek kasalarını soyanlar,
9) Mali kurumlar, faizi yükselten oyunlarla kredi veren bankalar, tefeciler, hasar öderken çamura yatan sigortacılar, her şeyi istisnaya alan sağlık sigortaları, aşırı ücret kesen bankalar, borsa manipülasyonu yapanlar,
10) Oy hırsızları: Seçimlerde bin bir çeşit hile ile oy çalan ve halkın siyasi iradesini saptıran siyaset sahtekarları,
11) İşçi simsarları: sigortasız çalıştıranlar, ücretin ve sosyal hakların üzerine yatanlar, taşeron şirketler,
12) Eğitim rüşvetçileri, çocukları kursa ve özel derse mahkum eden öğretmenler, parayla diploma alan ve satanlar, dershane ticareti,
13) İmalat hırsızları, kalitesiz ve zehirli üretim, üç kuruş ucuz olsun diye kanserojen maddelerle üretim, eksik ve kalitesiz malzeme kullanımı,
14) Spor sahtekarlıkları: Bu alanda üç temel hak gaspı yapılır. Şike, doping ve oyuncu seçmelerinde torpille hak yenmesi.
15) Tarihi eserlerin talanı: Tüm topluma ve gelecek nesillere ait olan tarihi eserler çalınır ve üç kuruşa yabancı koleksiyonculara satılır. Müzelerden yapılan hırsızlık ayyuka çıkmıştır ama çok daha yaygın şekilde define avcılığı ile tarihi eserler ebediyen mahvedilir, içinden ne çıkarsa da talan edilir.
16) İstatistikle yalan söyleme: Devlet ve ticaret odaları fiyat endeksleriyle oynayarak ücret-fiyat tespitlerinde oyun yapar.
17) Adalet mekanizmasında ve infaz kurumlarında yapılan haksızlıklar ve çıkar gruplarına giden paralar,
18) İnsan kaçakçılığı: bebek ve çocuk kaçırma, çocuk işçiliği, dilenci çeteleri, mülteci çalıştırma ve kaçırma, denizin ortasında ölüme terk, fuhuş, kaçak bakıcılar,
19) Kaçak avcılık ve balıkçılık, bunların ilaç, kimyasallar, dinamit, zehir, elektrik gibi doğayı mahveden yollarla yapılması ve çoğu yerde göz yumulması, kovuşturulmaması,
20) İnsanın yaşaması için elzem olan su kaynakları (özellikle belediyelerin dağıttığı sular) zehirlendikten sonra, içme suyunu fahiş fiyatla satıyorlar.
21) Ve nihayet sıradan hırsızlar, yankesiciler, küçük dolandırıcılar ve çalıntı malları pazarlayan esnaf,
Hırsızlarımızın dışında kalan bir avuç nabekara gelince, boşuna heveslenmeyin, bu millet geçmişte size dersini verdi, gelecekte tekrar verecektir. Yetmiş milyon, bütün partilerde örgütlüyüz. Yedi düvel bizim arkamızda. Yedi milyona asla teslim olmayız.
Mehmet Tanju Akad
Telgrafhane.org