05.03.2014, Çarşamba






Konuşmaktan öte bir muhalefet aranıyor / Tayfun Talipoğlu yazdı
Konuşmaktan öte bir muhalefet aranıyor / Tayfun Talipoğlu yazdı
2 Mart 2014 12:45
Font1 Font2 Font3 Font4

“Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi, ilerle”!.. Lakin yolcular yorgun. İnanmış gibi görünenler bile farkındalar bu yolun ‘hayra’ çıkmayacağının. İliklerine kadar yalana bulaşmış bir iktidarın ortağı olmaktan gurur da duymuyorlar ama gönül borçları var. Sıradan insanlarken, birkaç yıl öncesine kadar; rüyalarına bile yakıştıramadıkları sandalyelerde oturuyorlar. Doğal olarak, bulundukları yerin bahşedildiğinin bilincindeler.
Bahşeden ne derse; yalan – yanlış ve iftira da olsa, bu ezikler velinimetlerini alkışlamak durumundalar. Çünkü onları getiren güç, götürmekle kalmaz ‘siler’ de maazallah, biliyorlar.
Bu yüzden onun gözleri ile bakıyor, onun sözleri ile konuşuyorlar. Düne kadar ne varsa inandıkları, bir anda reddedebiliyor, hatta düşman olabiliyorlar. Yani kayıtsız şartsız bir “biat”.
Doğal olarak, velinimet kendini her türlü değerin üzerinde görüyor. Doğruyu, yanlışı, yalanı, rüşveti, yolsuzluğu, haksız kazancı kendince yeniden tanımlıyor. ‘Doğal olarak’ diyorum; çünkü hangi faniyi böyle bir konuma koyarsanız, böyle  bir kişilik sergiler.
Haydi onların menfaati var, “Seçmeni, bunca yolsuzluğa ve rüşvete karşın onu nasıl alkışlıyor” diye düşünüyorsanız, genetik alışkanlara bakmak gerekiyor. Üretmeden 600 yıl ‘ganimet ekonomisi’ ile yaşamış bir toplumun istila edecek durum olmadığı için, kendi memleketini soyması şaşılacak veya cezalandırılması gereken bir olgu olarak algılanmıyor.
Zaten hiç kimse “Hırsızlık yok” demiyor, dikkat ederseniz. Ya “Herkes yapıyor” argümanına sığınıyor ya da “Çaldıysa, bizim paramız” gibi, zekası ile orantılı teselliler ileri sürüyor.
“Hakimin, savcının, polisin ayarlanıp; delillerin karartılıp, hırsızların salıverilmesi bile vicdanlara dokunmuyor mu” diye, çıldıracak kadar bozuluyorsa sinirleriniz; yanıtı ‘çarpık ve hiçbir zaman adaletli olmayan’ hukuk sistemimizde arayın derim.
Avukat bir dostumun güzel bir örneği var; “Yolu mahkemeye düşüp de aleyhte karar çıkınca, bir adamını bulup Yargıtay’da durumu düzeltemez miyiz, demeyen bir tek müvekkilim olmadı”.
Yani dostlar; bu ülkede herkes adaleti kendine göre ister ve çoğu zaman da parası ve gücü varsa, başarılı olur.
Bu yüzden, Sayın Başbakan ve hükümette kendini bulanlar hiçbir şeyi ar saymıyor, çünkü AKP’de kendini buluyor.
GELELİM MUHALEFETE…
İşte sorun burada başlıyor. Ülkede, dünyada eşi görülmemiş yolsuzluk, rüşvet olayları yaşanırken; CHP sorunu hukuki yoldan çözmeye çalışıyor ve hükümet kendisini aklayacak atamalar yapıp, faşist yasalar çıkarırken, komisyonlara ve Meclis’e girerek olayları meşrulaştırıyor.
“HUKUKSUZLUKLA HUKUK İÇİNDE MÜCADELE OLMAZ!”
Olmuyorsa, “Bu kirli düzenlemelerinize ortak olmayız” deyip, o Meclis’e girmezsiniz ve çıkan yasalar sanki demokratik tartışmalar sonucu çıkmış izlenimi vermezsiniz!
Dünya şaşkın bizi izliyor, bizim muhalefet sadece konuşuyor. Basın toplantısı düzenleyip “Medya bizi vermiyor” diye ağlıyor. Vermiyorsa, çıkarsın meydanlara ya da sosyal medyayı kullanırsın, öncü olursun.
“TEPKİYİ GEZİ DİRENİŞÇİLERİN O KOCAMAN YÜREKLERİNE, YOLSUZLUKLARI CEMAAT’İN ORTAYA ÇIKARMASINA HAVALE EDEREK MUHALEFET BİZİ KESMİYOR”.
Şimdi de; biliyorum, “Zamanı mı CHP’yi eleştirmenin” diyeceksiniz, oysa bence tam zamanı!
“Adamlar konuşuyor” diyeceksiniz; sokakta, kahvede, sosyal medyada da hepimiz konuşuyoruz…
“MUHALEFET PARTİSİ MUHALİFLERİN YAPTIĞINDAN FAZLASINI YAPMALIDIR. ÇÜNKÜ ÖRGÜTLÜ BİR GÜÇTÜR”.
Başbakan’a ‘başbakan’ demeyeceklermiş. Sevsinler muhalefetinizi, Başbakan da çok korkmuştur muhakkak!..

 

Tayfun Talipoğlu

Yurt



Yukarı Geri Ana Sayfa

x

Telgrafhane'yi Facebook'tan takip edin



Telgrafhane'yi Twitter'dan takip edin

x
Telgrafhane facebook uygulamasına
bağlan
211 Sorgu Yapıldı. 1,226 Saniyede Oluşturuldu.